İslam Düşüncesinin tüm dünya ölçeğindeki meselelerinin bu sempozyumda uluslararası düzeyde yetkin ilim ve fikir adamlarının katkılarıyla tartışılması hedeflenmektedir.

Akademi ve sivil tüm fikir ve ilim insanlarını tebliği sunmak üzere katkıya davet ediyoruz.

Önemli Tarihler

Tebliğ Özeti Kabul: 20 Haziran 2025

Geri Bildirim: 30 Haziran 2025

Tam Metin Tebliğ Kabul: 31 Ekim 2025

Sempozyum Tarihi: 14-16 Kasım 2025

Sempozyum konuları ve katılım şartlarına aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz:

Müslüman toplumlardan başlayarak tüm dünyaya doğru genişleyen çoklu problemler giderek derinleşiyor görünmektedir. İster gündelik hayat pratiklerine isterse meselelere yaklaşımda ortaya çıkan düşünce ve perspektiflere bakalım, son tahlilde hayatı kuşatan küresel ölçekli problemlerle insanlığın düçar olduğunu müşahede etmekteyiz. Bu problemler bugünün dünyasında hem derinleşmiş hem de sayısı artarak fazlalaşmıştır.

Özelde müslümanların ağırlıklı olarak yaşadıkları Ortadoğu’da ve dünyanın farklı coğrafyalarında farklı problemler yaşamaktadırlar. Öncelikle Filistin meselesi yıllardan bu yana süren bir İsrail işgali ve kıyımı ile sürekli gündemdedir. Filistin meselesinin farklı açılardan işaret ettiği en önemli sorunlardan birisi müslüman devletlerin kendi aralarında birlik, bütünlük ve ittifak sağlayamamalarıdır. Esasen uzun yıllar boyu Ortadoğu coğrafyasında yer alan Irak, Suriye, Lübnan vb. ülkeler parçalanmakta ve bölge küresel aktörler tarafından yeniden düzenlenmektedir. Çatışma ve şiddet kadar yoksulluk, göç vb. birçok sorun bölgenin kaderi olmuş gibidir. Halbuki Ortadoğu coğrafyası enerji, petrol, kültür, insan kaynakları, din, dil vb. açıdan toplamda ciddi bir potansiyele sahiptir. Ancak bu potansiyellerin bilfiil bir güce dönüştürülemediği görülmektedir.

Avrupa başta olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinde yaşayan müslümanların eğitim, iş, istihdam, göçmen politikaları, inanç hürriyeti vb. sorunlar yaşamaktadırlar. Esasen dünya insanı kapitalizmin ortaya çıkardığı olumsuz sonuçları adalet, gelir paylaşımında adaletsizlik, sağlıklı gıdaya ve suya ulaşım, sekülerleşme, özgürlük, tüketim, borçlanma konusunda derin krizler yaşamaktadırlar. Afrika insanı ise asgari yaşam şartlarını sağlama ve insani yaşam konusunda derin bir handikap içindedir. Tüm bunlar “sömürü” etrafında tanımlanabilecek bir sorunu da karşımıza çıkarmaktadır. Özellikle bunun derinleşerek müslüman toplumlarda “zihinsel sömürü” şeklinde derinleştiğini belirtmeliyiz.

Tüm bu derin problemler paradigmal bir krizden kaynaklanmaktadır. Problemler onu ortaya çıkan “akıl” ve “paradigma”nın içinden halledilemezler. Müslümanlar gerek kendileri gerekse tüm insanlığın problemlerini çözme noktasında artık tarihe aktif bir özne olarak müdahil olmalarının zamanı gelmiştir. Tüm problemler karşısında islami bir “akıl” ve perspektiften bakış açısının gerekliliği artık daha da belirginleşmiştir. Fakat bu problemlerin çözümünden daha önce islami düşüncenin sorunları üzerine yeniden ve derinden bir tartışmanın başlaması zarureti bulunmaktadır. Öyle görünmektedir ki, müslümanlar içinde bulunulan dünya ile başa çıkabilecek bir düşünceyi üretmek ve islami bir akıl ve perspektifen ufuklu bakışlar geliştirmek üzere hareket etmelidirler.

Biz bu sempozyumda kapsamlı bir şekilde “İslam düşüncesinin problemleri”ni tespit ile çözümlerine yönelik analiz ve önerileri ortaya konulmasını hedeflemekteyiz. Sempozyum gerek bilim ve düşünce insanlarının biraraya gelerek tartışmalarını gerekse islam düşüncesine dair problemlerin daha net bir şekilde tespit edilmesini sağlayacaktır. İnsan ve Medeniyet Hareketi bünyesinde yeni kurulan “Beytü’l-Hikme İslam Düşüncesi Enstitüsü” olarak bu tespitler ve öneriler bizim için bir bakıma gelecekteki çalışmalarımızın rotasını belirlemek ve stratejiler geliştirmek bağlamında yol gösterici olacaktır.